Paris, yalnızca aşk ve ışıklar kenti olarak değil, aynı zamanda canlı bir sokak sanatı sahnesine sahip bir metropol olarak da tanınmaktadır. Ancak, bu kreatif ifade biçimi, son zamanlarda Paris Belediyesi tarafından sert eleştirilere maruz kalmaya başladı. Şehir yönetimi, özellikle yasadışı grafiti çalışmalarını önlemek ve şehir estetiğini korumak adına yeni yasalar ve uygulamalar geliştirme kararı aldı.
Paris’in tarihi caddeleri, sevimli kafeleri, ikonlaşmış yapıları ve sanat galerileriyle doludur. Ancak son yıllarda bu sokakların bazıları, grafiticilerin etkileyici ama çoğu zaman yasadışı olan sanatıyla dolup taşıyor. Grafitinin, sokak sanatının bir formu olarak kendine özgü bir yeri vardır; birçok sanatçı, bu alanda kendini geliştirip tanınma fırsatı bulmuştur. Ancak, bazılarına göre bu durum, Paris’in tarihi ve estetik yapısıyla çelişiyor.
Grafiti, Paris’in kültürel dokusunun önemli bir parçası haline gelirken, aynı zamanda bu sanat biçiminin kontrolsüz bir şekilde yayılması, şehirde bazı sorunlara yol açtı. Özellikle turistik bölgelerde yer alan binaların duvarları, neticede şehrin imajını zedeleyen istenmeyen grafiklerle kaplanmaya başladı. Bu durum, hem şehir halkını hem de yetkilileri rahatsız etmeye başladı. Bu bağlamda Paris Belediyesi, grafiticilere karşı sert önlemler almayı gündemine aldı.
Paris Belediyesi, grafiti sanatına karşı yeni yönetmelikler oluşturma sürecine girdi. Geçtiğimiz günlerde yapılan basın toplantısında, Belediye Başkanı Anne Hidalgo, "Şehrimizin üzerine sürülen her grafiti, sanat değil, vandalizm olarak değerlendirilecektir. Bu nedenle, bu tür suçları önlemek için tüm imkânlarımızı seferber edeceğiz." ifadelerini kullandı. Yeni yasalar, yalnızca yasadışı grafitileri ortadan kaldırmayı değil, aynı zamanda bu tür faaliyetlere katılan kişilere ağır para cezaları getirmeyi de kapsıyor.
Yasaların uygulanabilmesi için, 2024 yazında düzenlenecek Olimpiyat Oyunları öncesinde sahada daha yapıcı ve etkili bir yaklaşım benimsenmesi bekleniyor. Paris Belediyesi, özellikle turistik alanlarda ve tarihi bölümlerde ağır cezaların uygulanacağını belirtiyor. Şehir, grafitiyi tamamen yasaklamaktan ziyade, sanatçıların daha uygun alanlarda çalışmalarına olanak tanıyarak daha düzenli bir sokak sanatı ortamı yaratmayı hedefliyor.
Ayrıca, Belediyenin, yasadışı grafitiyi önlemek için düzenli temizlik hizmetleri sağlayacağı ve graffiti temizleme ekiplerinin sayısını artıracağı da belirtiliyor. Bu yöntemlerle, grafiklerin şehrin önemli yapılarında bırakacağı olumsuz etkiyi azaltmayı umuyorlar.
Paris Belediyesi’nin bu kararı, bazı sanatçılar ve sokak sanatı tutkunları tarafından eleştirilse de, diğerleri bu adımı destekliyor. Sanatçılar, Paris’in sokaklarına duyulan sevgi ile birlikte, bu sanat biçimine daha fazla saygı gösterilmesi gerektiğini düşünüyor. “Geleneklerin korunması önemli, ancak sokak sanatı da bir o kadar değerlidir. Yalnızca vandalizmi değil, sanatın kendisini de tanımak gerek.” diyen sanatçılar, Paris’in özüne uygun bir denge bulması gerektiğine vurgu yapıyor.
Belediyenin aldığı kararların Paris’in karakterine nasıl etki edeceği ve bu durumun şehir sakinleri ve ziyaretçileri üzerindeki uzun vadeli yansımaları bilinmiyor. Ancak Paris’in grafiti kültürü, şehrin yaşam tarzının sadece bir parçası olarak değil, aynı zamanda onun evriminin bulunduğu bir metafor olarak karşımıza çıkıyor. Paris’in sokakları, yalnızca basit bir gezinti alanı değil, aynı zamanda toplumun ruhunu yansıtan bir sanat galerisi niteliği taşıyor.
Sonuç olarak, Paris Belediyesi’nin grafiticilere karşı başlattığı bu savaş, şehrin estetik yapısını koruma çabasının bir parçası olarak değerlendiriliyor. Ancak, bir sanat biçimi için savaş açmanın, şehrin sanatsal kimliğine nasıl etki edeceği konusunda soru işaretleri mevcut. Paris sokaklarının bu yeni düzenleme ile nasıl şekilleneceği ise merakla bekleniyor.