Türkiye’nin İç Anadolu Bölgesi’nde yer alan Sivas, 23 Ekim 2023 tarihinde 3.2 büyüklüğünde bir depremle sarsıldı. Bu beklenmedik olay, şehrin sakinlerini endişeye sevk etti ve sosyal medyada da büyük yankı uyandırdı. Depremin merkez üssü Sivas’a oldukça yakın bir noktada meydana geldi ve sarsıntı pek çok kişi tarafından hissedildi. Olay sonrası, Sivas Valiliği’nden yapılan açıklamada yaralanan vatandaşların olduğu bilgisi verildi. Bu durum, depremin yalnızca büyüklüğü değil, aynı zamanda etkisi bakımından da sorgulanmasına neden oldu.
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) tarafından yapılan açıklamada, depremin merkez üssünün Sivas iline 10 kilometre uzaklıkta olduğu tespit edildi. Depremin yerin 7.5 kilometre derinliğinde meydana gelmesi, sarsıntının halk arasında daha fazla hissedilmesine katkıda bulundu. Sivas’ta yaşayan birçok kişi, deprem sırasında evlerinde ve sokaklarda paniğe kapıldı. Bazı vatandaşların uykuda olduğu anda oluşan sarsıntı, ani bir korkuya neden oldu. Sıcak yaz aylarının ardından gelen bu sarsıntı, Sivas’ın kış moduna geçiş yapmasıyla da bağdaştırıldı. Hayatlarını normal bir düzende sürdüren Sivas halkı, deprem sonrasında alışılmadık bir durumla karşılaştı.
Depremden sonraki saatlerde, yaralanmalarla ilgili acil durum ekipleri hızla harekete geçti. Yerel hastanelere başvuran bazı vatandaşlarda incelemeler yapıldı. Yaralanmaların çoğu, çökme tehlikesiyle karşı karşıya kalan binalardan fırlayan eşyalar nedeniyle oluştu. Birçok kişi, deprem sırasında sağa sola kaçışırken düştü veya yaralandı. Sivas Valiliği, yaşanan yaralanmaların ardından ‘güvenlik’ meselesinde hassas olunması gerektiğini vurguladı. Ayrıca, olası başka depremlere karşı Sivas halkının dikkatli olması yönünde de uyarılarda bulunuldu.
Bu tür doğal afetlerin elbette ki her zaman olabileceği düşünülerek, Sivas’ta yerel yönetim kurumları tarafından önleyici tedbirlerin alınmasına yönelik çalışmaların arttığı gözlemlendi. Şehrin deprem sonrası hazırlık seviyesinin, bu tür olaylarla daha fazla yüzleşmemesi için artırılması gerektiği düşünülüyor. Sivas’taki okullarda ve kamu binalarında yapılan denetimler artırılarak, vatandaşların bu konuda daha bilinçlenmesi hedefleniyor. Aydınlatılacak konular arasında yapısal güvenlik, afet anında nasıl hareket edilmesi gerektiği ve acil durum tatbikatlarının önemi yer alıyor.
Sonuç olarak, Sivas’ta meydana gelen 3.2 büyüklüğündeki deprem, sadece fiziksel etkiler değil, psikolojik etkilere de yol açtı. Depremin yaşandığı gün şehirde yaşanan panik, birçok vatandaşın aklında olumsuz anılarla yer edindi. Ancak bu tür doğal felaketler, toplumları bir arada tutma ve iş birliğini geliştirme konusunda da fırsatlar sunabiliyor. Sivas halkı, dayanışma içinde olmanın yanı sıra, deprem gerçeğiyle yaşamayı öğrenmeli ve buna göre hazırlıklarını da güçlendirmelidir.
Kısa süre içerisinde alınacak tedbirlerin yanı sıra, deprem sonrası destek mekanizmalarının da devreye girmesi, Sivas’ın bu tür olaylarda daha az etki altında kalmasını sağlayabilir. Vatandaşların bir araya gelmesi ve devletin gücünden yararlanarak afet sonrası riskleri minimize etmesi, gelecekte benzer durumlarla başa çıkmalarına yardımcı olacaktır. Sivas’ta meydana gelen bu son deprem, şehrin ileriye yönelik planlarının da gözden geçirilmesi gerektiğini bir kez daha gözler önüne serdi.