İstanbul, tarihi boyunca birçok deprem tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. Ancak 24 Ekim 2023 tarihinde meydana gelen deprem, hem büyüklüğü hem de merkez üssünün konumu itibarıyla bir kez daha dikkatleri üzerine çekti. Merkez üssü Silivri açıkları olarak belirlenen sarsıntı, deprem uzmanlarının önemle üzerinde durduğu İstanbul’un sismik tehlikesini gözler önüne serdi. Saat 14:32’de meydana gelen depremin büyüklüğünün 5.5 olarak ölçüldüğü bildirildi. Bu durum, özellikle şehirde yaşayan vatandaşlar arasında büyük bir panik yarattı.
Deprem sonrası, İstanbul’un çeşitli noktalarındaki binalar ve altyapı sistemleri üzerinde olağanüstü bir denetim başlatıldı. Bakanlık yetkilileri, kamu binalarının ve okulların derhal inceleneceğini açıkladı. Depremin hemen ardından, 112 Acil Çağrı Merkezi ve AFAD, bölgedeki durum hakkında hızlı bir değerlendirme yaparak, yerel ekipleri mobilize etti. İlk haberlere göre, Silivri çevresinde bazı ufak çaplı hasarların meydana geldiği ancak ciddi yaralanma ya da can kaybı olmadığı belirtildi. Ayrıca, İstanbul Valisi, depremin ardından yaptığı açıklamada halkı paniklememeye ve önlemlerini almaya davet etti.
Uzmanlar, İstanbul'u etkileyen sismik risklere dikkat çekerek, şehrin depreme karşı ne kadar hazırlıklı olduğuna dair önemli uyarılarda bulunuyor. 1999 Marmara Depremi sonrasında yapılan yapı denetimleri ve güçlendirme projeleri, kısmen bir rahatlama sağlasa da şehirdeki eski binalar hala bir risk unsuru taşıyor. Başta Silivri olmak üzere, Marmara Denizi’ndeki fay hatlarının aktif olması, İstanbul’da ciddi bir depremin yaşanabileceği ihtimalini artırıyor. Geçmişte meydana gelen depremlerin büyüklük ve sıklıklarıyla karşılaştırıldığında, İstanbul'un tekrar bir büyük depremle karşılaşma olasılığı her zaman mevcut. Bu bağlamda, halkın bilinçlendirilmesi ve acil durum planlarının oluşturulması son derece kritik bir önem taşıyor.
Deprem sonrası değerlendirmelerde, alınan önlemler, sivil savunma ekiplerinin etkinliği ve halkın bilgilendirilmesi gibi başlıklar öne çıkıyor. Hem kurumlar arası iş birliği hem de halkın bilinçlenmesi, olası bir felaket durumunda kayıpları en aza indirme konusunda büyük rol oynuyor. İstanbul’da yaşayanların, doğal afetlere karşı hazırlıklı olmaları ve bilinçli davranmaları gerektiği bir kez daha gözler önüne serildi. Her geçen gün artan şehirleşme ve nüfus yoğunluğu ile birlikte, İstanbul’un deprem riski daha da önem kazanıyor. Bu nedenle, yerel yönetimlerin ve devletin, depreme hazırlık konusunda sürekli olarak halkı bilgilendirme çalışmalarını sürdürmesi gerekiyor.
Sonuç olarak, Silivri açıklarındaki bu deprem, İstanbul'un sismik tehlikesini ve bu konuda yapılan hazırlıkların ne denli önemli olduğunu bir kez daha hatırlatmış oldu. Bu tür olaylar, sadece bir uyarı değil; aynı zamanda toplumun dayanıklılığını arttırmak için bir fırsattır. İstanbullu vatandaşlar olarak, bu tür doğal afetleri en az zarar ile atlatmak adına nasıl bir hazırlık yapmamız gerektiğini düşünmeli ve bu doğrultuda hareket etmeliyiz.