Ramazan ayı, her yıl olduğu gibi bu sene de Türkiye’de binlerce insanın bir araya geldiği, geleneklerin ve kültürel mirasın yeniden canlandığı bir dönem. Ancak bu yıl dikkatleri çeken bir isim var: Türkiye’nin en küçük Ramazan davulcusu. Henüz 5 yaşındaki Ali Can, minik boyu ve büyük yeteneğiyle mahalledeki herkesi büyülemeyi başardı. Davulunu omuzlayıp sokaklara çıkan minik davulcu, hem çocukların hem de büyüklerin kalbinde özel bir yer edindi. Peki, bu küçük yetenek kimdir ve neler yapıyor? İşte bu soruların cevabı!
Ali Can, İstanbul’un güzel bir mahallesinde büyüyen sıradan bir çocuk. Ancak içinde bulunduğu Ramazan ayının büyüsü ve babasının davulcu olması, onun farklı bir yolda ilerlemesine neden oldu. Ailesi, her gece sahura kalkarken küçük Ali Can'ın babasının davulunu çaldığını dinleyerek büyüdü. Bu durum, onun davul tutkusunun alevlenmesine neden oldu. 3 yaşında, babasının davulunu omuzuna alarak mahalledeki arkadaşlarına çalmaya başlamasıyla başlayan bu serüven, zamanla Ramazan'ın vazgeçilmezi haline geldi.
Ali Can, sokaklara çıktığında öncelikle yakın komşularını ve akrabalarını sahura kaldırıyor. Minik parmaklarıyla zarif bir şekilde davulun ritmine uyarken, yüzündeki gülümseme mahalledeki herkesin kalbine dokunmayı başarıyor. Çocuklar Ali Can'ı izlemek için sokaklarda toplanırken, büyükler de bu manzarayı görmekten büyük keyif alıyor. Birçok insan, Ali Can'ın davul çalarak dağıttığı Ramazan neşesini sosyal medya hesaplarında paylaşıyor ve bu paylaşımlar, kısa sürede viral hale geliyor.
Ali Can’ın hikayesi sadece mahallede değil, sosyal medyada da ses getirmeye başladı. Ailesi, onun yeteneğini paylaşmak için Instagram ve TikTok gibi platformlarda videolar yayınlamaya başladı. Filmlerine yazılan yorumlar ve beğeniler, minik davulcunun popularitesini artırdı. Her geçen gün daha fazla insan bu yetenekli çocuğun Ramazan coşkusunu yaşamak için sokaklara akın ediyor. Folklorik melodilerle süslenmiş bu büyüleyici görüntüler, izleyicileri adeta büyülüyor.
Bazı takipçiler Ali Can için 'minik prodigy' (küçük dahi) tanımlamasını yaparken, diğerleri de onu 'Ramazan’ın neşesi' olarak adlandırıyor. Ali Can, gelen yaratıcı geri dönüşlerden ve gösterdiği performanstan oldukça memnun. "İnsanların benim yüzümde gülümsediğini görmek beni çok mutlu ediyor," diyor. Bu küçük yetenek, sadece bir davulcu değil, aynı zamanda bir neşe kaynağı olmaya da devam ediyor.
Ali Can’ın bu hikayesi, aynı zamanda Ramazan'ın paylaşma ve bir arada olma anlamını da güçlendiriyor. Ramazan ayı boyunca, Ali Can ve ailesi, gerektiğinde diğer sokaklarla da iletişime geçerek birlikte iftar organizasyonları yapıyorlar. Genç yaşına rağmen, Ali Can aynı zamanda sosyal sorumluluk projelerine de katılarak, yardıma ihtiyaç duyan çocuklar için çeşitli etkinlikler düzenliyor. Onunla birlikte sokakta eğlenen çocuklar, sadece oyun değil, aynı zamanda dostluk ve dayanışmalarını pekiştiriyor.
Ali Can’ın bu yılki performansı sadece davul çalmakla sınırlı kalmadı. Ailesiyle beraber, minik bakalitlere Ramazan ile ilgili etkinlikler düzenleyerek, malzeme temininde de bulunuyorlar. Bu tür bir sosyal sorumluluk projelerinde bulunmak, Ali Can’ın karakterini de geliştirdi. Çocukların birbirine daha saygılı ve yardımcı olması gerektiğini savunan Ali Can, bu davulcunun derin anlamını da anlamaya başlıyor.
Sonuç olarak, Ali Can yalnızca bir davulcu değil, aynı zamanda sevgi ve mutluluğu paylaşan bir elçi halinde. Türkiye’nin en küçük Ramazan davulcusu olarak adını duyuran minik yetenek, hem eğlendiriyor hem de ilham veriyor. Her geçen gün daha fazla insan tarafından tanınan Ali Can, önümüzdeki yıllarda da Ramazan'ın coşkusunu ritmiyle yaşatmaya devam edecek. Türkiye’nin dört bir yanında, onun minik parmaklarıyla çaldığı davul sesi işitilecek ve gönüllerdeki yerini sağlamlaştırmaya devam edecek.